Psikolojik Danışman Ceren Aktürk
Yardımlaşma, destek olma, dayanışma, fayda sağlama gibi bazı değerler çoğumuzun karşısına daha ilkokul yıllarında Hayat Bilgisi kitaplarında çıktı. Okul hayatının ilk yıllarında kitaplarda gördüğümüz düzen ve resimler müthiş ilgimizi çekmiştir. Gerçek hayata dair bir şeyler öğrendiğimizi hissetmiş, belki de büyümenin verdiği keyifle biraz gururlanmışızdır. Öğretmenlerimiz, (sayıca hayli kalabalık sınıflarda bulunuyor olmamıza rağmen) öğrettikleri yardımlaşma, destek olma gibi davranışları bizler uygulayabilelim diye şüphesiz bir hayli yorgun düşerlerdi. İlkokulda etkinlik üstüne etkinlik, özel gün ve haftaların kutlanmasını hatırlayalım. Biz ne olduğunu anlamaya çalışıp, her anı bir eğlence gibi görmek isterken öğretmen ve ebeveynlerimiz daha çok bahsettiğim değerleri aşılamaya çalışıyorlardı.
Evrensel olan bir değer olan “birilerine faydalı olma” davranışı, çok farklı şekillerde gerçekleştirilebilir. Örneğin bir yardım kuruluşuna para bağışlamak, karda arabası kalmış birine yardım etmek, arkadaşınız tatildeyken onun çiçeklerine su vermek ya da hayvanlarıyla ilgilenmek, zor zamanlarında yakınlarımıza duygusal anlamda destek olmak, bir sosyal sorumluluk projesinde görev almak sadece basit birkaç örnek. Boyutu ne olursa olsun yardım etmek, faydalı olmak hem bunu yapan hem de yaptığı kişi için önemli getirilere sahip.
Özellikle son yıllarda yapılan pek çok bilimsel araştırma, yardım içeren davranışların psikolojik sağlığımıza, olumlu duygulara, özellikle de mutluluğa katkıda bulunduğunu gösteriyor. Bununla birlikte mutlu insanların da daha fazla yardım içeren davranışta bulunduğunu biliyoruz. Yani hem yardım davranışları mutluluğu artırıyor, hem mutluluk yardım davranışlarını teşvik ediyor. Elbette kişi paylaştıkça, faydalı oldukça iyi hissediyor. Bu olumlu hislerse daha fazla yardımlaşma eğilimini beraberinde getiriyor. Şimdi bu her iki durumu da ortaya koyan araştırmalara bakalım.
Bir araştırma, başkalarından olumlu davranışlar gören bireylerin (örneğin komşusundan kurabiye alan veya ödemeli telefon konuşması yapılacak telefonda para bırakılmış olması) yardım etmeye daha fazla eğilim gösterdiklerini ortaya koyuyor. Bununla birlikte olumlu duyguları daha fazla yaşayan ve kendilerini daha mutlu hisseden kişilerin ise, nispeten depresif hissedenlere göre yardımlaşmaya ve destek olmaya daha fazla eğilimli olduğu görülüyor.
Çocuklarla yapılan bir çalışmadaysa bir grup çocuktan başlarına gelmiş olumsuz bir anıyı düşünmesi; diğer grupta olan çocuklardansa olumlu bir anı/hatıra düşünmeleri isteniyor. Hatta çocuklardan bu anıları sözlü olarak anlatmaları isteniyor ki böylelikle daha rahat bir şekilde duyguları anımsayabilsinler. Bu aşamadan sonra her iki gruptakilere de yanlarında bulunan sandıktan şeker almaları ve sonrasında diğer çocuklara para vermeleri söyleniyor. İki gruptaki çocukların hepsi aynı miktarda şeker yemelerine rağmen olumlu anıları düşünmüş çocuklar arkadaşlarına para verme davranışını daha fazla gösteriyor. Yetişkinlerdeki araştırmayla benzer şekilde olumlu duygularda olan çocukların paylaşmaya ve verici olmaya daha meyilli olduğunu görebiliriz. Yani “mutlu” çocuk ve birey olmanın önemi, faydalı davranışlar sergileme konusunda da ortaya çıkıyor. Bu da mutlu olmayı istemek ve bunun için adım atmak için iyi bir neden.
Diğer taraftan yardımlaşma ve faydalı olma davranışlarının mutluluğu artırdığı da bir gerçek. Örneğin toplu bağışta bulunan kişilerin beyin aktiveleri MR cihazıyla takip edildiğinde, beyinde haz ve ödül alındığında çalışan bölgelerle aynı şekilde çalıştığı tespit ediliyor. Yine benzer olarak uzun dönemli yapılan çalışmalarda gönüllü davranışlar içinde bulununan bireylerin hayattan doyum seviyelerinin arttığı ortaya çıkıyor. Bir araştırmada az bir miktar para verilen üniversite öğrencilerinin bir kısmından akşama kadar kendileri için bir şeyler almalaı, diğerlerinden ise bir arkadaşları veya aile üyeleri için bir şeyler almaları isteniyor. Gün sonunda karşılaştırıldıklarında başkaları için bir şey alan öğrencilerin daha mutlu hissettikleri görülüyor.
Genel olarak bu ve benzer çalışmalara baktığımızda, araştırmacıların vardığı en önemli sonuçlardan birisi, mutluluk ve diğer olumlu duyguları, psikolojik sağlığı ve yaşam doyumunu artırmak için birilerine veya insaniyete faydalı olacağımız davranışlarda bulunmanın önemli olduğu. Elbette dozu oldukça önemli. Kendimizi yıpratmayacak ve tüketmeyecek şekilde bu davranışları sergilemek, bunları yaparken empati gibi bazı becerimizi geliştirmek ve dolayısıyla bir şeyler öğrenmek, çok daha iyi hissetmemize yardımcı olacaktır. Hem çocuklar hem yetişkinler için iyi hissetmenin çok önemli bir etkeni olan yardım davranışını yaşamımızın bir parçası haline getirebilmek, hem başkaları için fark yaratmak hem kendimize iyi bakmak adına etkili bir yaklaşım olabilir.
0216 428 7 546