Çocuk PsikolojisiRuh Sağlığı

3-4 Yaş Çocuklarda Kaygı

                         3-4 Yaş Çocuklarda Kaygı

 

Kaygı, sonucunu tahmin edemediğiniz zamanlarda ortaya çıkabilen ve gerginlik yaratabilen bir durumdur. Bebeklikten itibaren ve hatta anne karnındayken bile bu duygunun var olmaya başladığını söyleyebiliriz. Buna en güzel örnek bebeğin tekmelemeleri ve buna karşılık annenin konuşarak, severek bebeği sakinleştirmesi gösterilebilir. Bebekler anne karnındayken annesinin ruh halini hissedebilir. Annenin üzüntü duyduğu anları, annenin fizyolojik değişimlerinden farkederler. Bu durumun şiddeti arttıkça düşük ya da erken doğuma bile sebebiyet verebilir.

 

Endişe bozukluğu günümüzde çocuklar da en sık görülen psikiyatrik rahatsızlık olarak görülmektedir. Bununla birlikte en iyi tedavi başarısı elde edilen bozuklukta olduğunu söyleyebiliriz. Endişe bozukluğunun sebeplerine deyinecek olursak tek bir nedenden söz edemeyiz. Genetik faktörler, ebeveyn tutumları, çocuğun mizacı veya travmatik yaşam olayları etkili olabilir.

 

Çocuklarda kaygı belirtileri yetişkinlerde görüldüğü gibi olmayabilir. Kendilerini net bir şekilde ifade edemedikleri için psikosomatik belirtiler daha ön planda olabilir. Karın ağrısı, kusma, baş ağrısı, uyuyamama, kabızlık, sık tuvalete gitme, terleme, derinin solması ya da kızarması, iştahsızlık vb. Ayrıca, ağlama krizleri ve öfke patlamalarını da sıklıkla görmekteyiz.

 

Üç dört yaşlarındaki çocuklarda hayal dünyası git gide zenginleşmektedir. Bununla beraber canavar, hayalet, gölge, çeşitli hayvanlar, karanlık, hırsız, yeni ortamlar gibi gerçek ya da gerçek dışı tehlikelerden tedirginlik duyabilirler. Örneğin, hayvanat bahçesindeki aslanları göreceğini duyduğunda endişelenebilir. Çünkü aslanların zarar verebileceğini bilir, ancak onları kafesleri dışından zarar görmeden izleyebileceğini bilecek kadar büyümemiştir. Bu yaş döneminde gördüğümüz okula gitmek istememe, geceleri yalnız uyumak istememe, yüksek sesten korkma, ebeveynini kaybetme korkusu da yine sıklıkla gördüğümüz korkulardır. Burada önemli olan çocuğun günlük işleyişini aksatmasına yol açıp açmadığıdır. Çocuk arkadaşlarıyla oyun oynamaya köpekten korktuğu için inemez duruma gelmişse endişe problemi olduğunu düşünmeye başlayabilir, çözüm yolları geliştirmeyi deneyebiliriz.

 

Bu yaşlardaki çocuklarda anne ve babalarına olan bağlılıkları artış gösterdiğinden ayrılık kaygısı belirtileri görülebilir. Ayrılma kaygısı, çocuğun anne ya da bakım verenden ayrıldığında yaşadığı kaygıdır. Anneden ayrıldığında çocuklar yoğun kaygı hisseder, sıkıntılanmaya, huzursuzlanmaya, ağlamaya ve üzülmeye başlayabilirler. Akıllarından geçen “ya annemi kaybedersem” korkusu onları bunaltır. Çözüm olarak annesini yanı başından ayırmamaya çalışırlar. Aksi takdirde başına kötü bir şey gelebileceği endişesi taşırlar. Anne gittiğinde tekrar gelemeyebileceğini ve göremeyeceğini düşünür ve korkarlar. Yaşadıkları bu yoğun kaygı karşısında nasıl baş edeceklerini bilemezler ve bu sebepten de okula gitmek istemeyebilirler. Dolayısıyla okul öncesine başlanabilen bu dönemde çocuklarda anneden ayrılmak istememe, okula gitmek istememeyi görüyoruz. Okul kapısında ağlayan, içeri girmemek için direnen çocuklara şahit olmuşsunuzdur. Bazen bu durum uzunca bir zaman alabiliyor. Bu süreci doğru bir şekilde yönetebilmek önemlidir. Bazı anneler çözüm yolu olarak okula göndermemeyi tercih edebiliyorlar. Daha hazır olmadığını ve bu tepkilerin seneye olmayacağına inanıp erteleyebiliyorlar. Oysaki bu çözümün çocuk için yararlı bir yanı yoktur. Sorunu ertelemek işleri daha zor bir hale getirebilir. Yapılabilecek en kolay adımlardan biri bu süreçte minik minik adımlarla çocuğun aşamalı olarak okula alıştırılmasının sağlanmasıdır. Önce annenin okulda kalmasına, hatta sınıfa girmesine izin vermek, okula güven duymasını sağlamak ve en önemlisi bu süreçte sabırlı olabilmektir. Buna rağmen iyileşmeler görülmüyorsa bir uzman desteği almakta yarar olacaktır.

 

Bazı anneler çocuklarının başlı başına bir birey olduğunu kabul etmek istemezler. Onlara olan aşırı ilgili ve korumacı davranmanın en iyi yol olduğunu düşünebilirler. Oysaki üç dört yaş civarında çocuklar kendi ihtiyaçlarını az çokta olsa görmeyi öğrenirler. Anneden bağımsız olarak yavaş yavaş hareket etmeye başlarlar. Bu sürecin doğal ve sağlıklı olan bir parçasıdır. Kaygılı çocukların anne babalarında aşırı ilgi ve abartılı koruma duygusu görülebilir. Çocuğu sürekli tehditlere karşı onu korumaya çalışan, bütün ortamı ona göre hazırlayan, çocuğunun özerklik kazanmasına fırsat vermeyen ebeveynlerin çocuklarında aşırı bağımlılık gelişebilir ve annesiz bir şey yapamaz duruma gelebilir. Evin içerisinde annesinin yanından ayrılamama, annenin olmadığı bir yerde kalamama, yapışık yaşamayı buna örnek olarak verebiliriz.

 

Son olarak, kaygı herkesin zaman zaman yaşayabildiği normal bir duygudur. Ancak dozu arttığı zaman hayatımızı olumsuz anlamda etkilemeye başlar. Kaygı çocukların performanslarını etkileyebilen, güçten düşürebilen bir problemdir. Tedavi edilmediği takdirde belirtilerde zaman içerisinde artışlar görülebilir ve kronikleşmesine sebebiyet verebilir. Bu nedenle çocuğunuzun bir zorluk yaşadığını düşünüyorsanız vakit kaybetmeden uzman desteği almanızda yarar var.

 

Ailelere Öneriler;

 

 Öncelikle çocuğunuzun endişelerini reddetmeyin, görmezden gelmeyin onu kabul edin, anlamaya çalışın. Onun için fazlasıyla zor olan bu süreçte sizin yanınızda olmasına ihtiyacı olacaktır.

 Çocuğun zorlandığı engelleri yok etmeyin, ona bunlarla nasıl baş edebileceğini gösterin.

 İçinizden bir ses işlerin yolunda gitmediğini söylüyorsa, dinleyin. Olayı ertelemek ya da görmezden gelmek işlerin büyümesine sebebiyet verebilir.

 Çocuğunuzu küçük yaşlardan itibaren duygu ve düşüncelerini sizinle paylaşabileceğine dair güven verin. Böylelikle işler yolunda gitmediğinde müdahale edebilmeniz daha kolay olacaktır.

 Erken müdahale her zaman iyidir. Erken yaşta baş etme becerileri kazandırmaya çalışın.

 Çocuğunuzun kaygıları karşısında sıkılan, bunalan ebeveynler değil, başa çıkma stratejilerini konuşabilen ebeveynler olun.

 Çocuğun korkularıyla baş edebilmek için yöntemler öğretmek, baş etme becerileri kazandırmak ona verilecek en güzel hediye olduğunu unutmayın.

 

 

UZM.PSK.BÜŞRA BÖREKÇİ

Konuşalım

T: +90 216 428 7546
E: [email protected]