ERGENLİKTE CİNSELLİK

İlkokul döneminde cinsellik uykuya yatar. İlkokul sonuyla birlikte çocuklar duygusal ve fiziksel olarak değişmeye başlarlar. Genellikle kız çocuklar erkeklere göre daha erken bu değişimleri yaşamaya başlar. Bazen erkek çocuklar da ergenliğe erken girebilir. Standart bir ergenliğe giriş dönemi yoktur. Belli yaş aralıklarında kız ve erkek çocuklar ergenliğe girer diyebiliriz. Ergenlik dönemi çok önemli bir değişim dönemi olmakla beraber, ergenin kendi cinselliğini öğrenmesi için en temel dönemdir.

Bu dönemde anne-baba olarak sizlerin de çok yakından takip ettiği bu değişimleri yaşayan ergen;
*Başarısızlık ve hataları konusunda duyarlıdır,
*Gelecek gelmeyecekmiş gibi “şu an” ve “şimdi” de yaşar.
*Dikkat zayıfladığı için ders başarısı düşer,
*Mastürbasyon yapabilir,
*Yeni bedeninden hem utanç hem de gurur duyar,
*Kendi cinselliğine ilişkin yetişkin tepkilerini içselleştirir.

Ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte ergenlerde cinsel konulara ilgi yeniden artar.Ancak, anne ve babasından daha önce bilgi almamış ergenlerin bu dönemde onlara soru sorma şansı çok azdır. Daha önceki sorularına yeterli yanıt alamamış ergen, yeni bir merakla ortaya çıkan soru ve sorunlarını paylaşmak için anne-baba yerine başka kaynaklara yönelir; bu kaynaklar da genellikle çeşitli yayınlar ve arkadaşlardır. Arkadaşlar ergenin hayatında “”paylaşmak”” için önemli olmasına rağmen bazı duygularını anne-babayla paylaşmaya da ihtiyaç duyar. Değerler ve duygu aktarımı açısından, annenin kızına, babanın oğluna bilgi vermesi anlamlıdır. Bazen anne-babalar çocuklarının çekingen davrandığını ve soru sormadığını söylerler. Oysa ergenin soru sormaması bu konuda konuşmaya ihtiyaç duymadığı anlamına gelmez. Çünkü çocuk toplumsal ve kültürel etkenlerle cinselliğin konuşulmadığı, bir ortamdaysa soru sormaz. Ve bu konuda da soru sorulmayacağını öğrenir. Anne-baba tarafından ergenin cinsellikle ilgili merak ettiği şeyleri ve bu konudaki duygularını konuşabileceği bir ortamın mutlaka hazırlanması gereklidir.

Çocuk cinsel kimlik gelişiminde sosyal rol olarak da anne babayı model alır. Anne/baba, kendi cinsiyetinden memnun değilse çocuk da bu cinsiyeti benimsemekte zorluk çekebilir.
Bazı aileler çocukları ile cinsellik konusunda açıkça konuşabilmektedir; ancak toplumumuzda büyük bir çoğunluk bu tür konuları konuşmada sıkıntı yaşamaktadır. Bu durumun temel nedeninin ebeveynlerin konuyu nasıl ele alacaklarını bilemeyişlerine dayandığı görülmektedir. Çocuk anne-babanın birbirlerine olan davranışlarını, ilişkilerini gözlemler. Anne-baba cinsellik konusu da dahi birbirleriyle konuşuyorsa, birbirlerine dokunuyorsa çocuk yaşanılan bir cinselliği görür ve anne-babanın cinsellik konusundaki davranış ve ilişikilerini  içselleştirebilir.

Cinsel eğitimde zamanlamanın önemi yanında bu eğitimin nerede, ne kadar verilmesi gerektiği de önemlidir. Önemli olan, ergenin bilgiye ve eğitime ihtiyacı olan dönemleri belirledikten sonra yaşına uygun derecede ve gerekli olan bilgileri vermektir. Gereksinim arttığı dönemlerde, hem öğrenme kolay olacak hem de öğretilenler daha fazla işe yarayacaktır. Bilgiler mutlaka onun ne kadar sevildiği gösterilerek verilmelidir.
Ergenin sorduğu soru ne olursa olsun (cinsellik- üreme) her şeyi bir çırpıda anlatmaya çalışmayın. Çocuğunuz size cinsellik ve üreme ile ilgili sorduğu soru karşısında “bu ne biçim soru” edası ile ona bakmayın. Suratınızı buruşturup telaşa kapılmayın, doğal olun. Örneğin, çocuğunuzun üremeyle ilgili sorduğu soruyu yanıtlamanın en iyi yolu belki de döl yatağı içinde fetüsün ne şekilde geliştiğini gösteren resim ya da kitaplardır. Böylelikle, hem meraklı gözler ile izleyecek hem de sorusuna cevap alacaktır.

ÖN ERGENLİK VE ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARIN CİNSEL EĞİTİMİ

Ön ergenlik dönemine giren çocuğa ergenlik boyunca neler yaşayacağı anlatılmalıdır. Hormonlarla içteki yapı oluşurken, bizim de ergeni dıştan hazırlamamız, ona destek olmamız gerekir.

.  Ortak olarak her iki cinste de hızlı bir büyüme olur. Önce burun daha sonra kulaklar büyür. Orantısız, anormal bir görünüm ortaya çıkar. Orantısızlıklar sakarlığın da ortaya çıkmasına neden olur. Ergene, bu çirkinlik döneminin bir iki yıl süreceği ve orantı sağlandıktan sonra güzel bir genç kız ya da yakışıklı bir erkek olacağı söylenmelidir.

Mastürbasyon;

Özellikle ailenin cinsellikle ilgili tutucu paradigmaları varsa, ergen mastürbasyon ardından suçluluk duyar. Cinsellik doğal bir ihtiyaçtır. Ancak yemek içmek gibi zorunluluk değil seçimlik bir ihtiyaçtır. Cinsel enerji sadece cinsellikle boşalmaz. Dans ederek ya da arkadaşlarla yapılan çeşitli faaliyetlerle de boşalabilir. Mastürbasyon bir çok cinsel davranıştan biridir. Ve her insanın yaşamında cinselliğin rolü ve cinselliğe verdiği önem farklı olacaktır. Ergene yapılabilecek açıklama, bunun doğal olduğu ancak kişiye özel olduğunun da vurgulanması gerekliliğidir.

Çok fazla mastürbasyon yapan ergenler için;

*Acaba yeterince enerji harcamıyor mu?
*Arkadaş ilişkileri iyi değil mi?
*Mutsuz mu?
*Çok mu yalnız kalıyor ?
*Sosyal etkinlikleri az mı? gibi sorulara yanıt aranmalıdır.
Mastürbasyon yapmak ergenin yaşamındaki başka boşlukları doldurabilir. Özellikle dış dünyadan izole ise, sosyal ilişkilerinde problem yaşıyorsa mastürbasyonu yoğun olarak yapabilir. Ancak çok ve az kavramının göreceli olduğu unutulmamalıdır.

Bu dönemdeki kimlik gelişimine bakıldığında;

*Sarsılmaz arkadaşlıklar kurma yoluyla, yakın ilişkilerde benimseneceğine olan güvenini ve geleceğe olan umudunu sağlamlaştırmak,

*Otoritenin kural ve buyruklarına açık ya da örtülü biçimlerde başkaldırma yoluyla, bağımsız ve iradesi güçlü bir birey olduğu inancını geliştirmek,
*Yetenekli olduğuna inandığı alanlarda sivrilme yoluyla, işinin ustası olabileceğini kendine ve başkalarına kanıtlamak,

*Cinsellikle uğraşarak ve cinsel yanı olan ilişkileri deneyerek tam bir kadın ya da erkek olmaya yönelmek gibi uğraşılar içinde oldukları görülmektedir.