Çift Terapisi İle Sorunları Aşmak Mümkün!
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Asena Akdemir; “Çiftler, sıkıntılar kendini göstermeden çift terapisine gitmeli”.
Günlük yaşamında birçok insan aile ve birliktelikle ilgili pek çok sorunla karşı karşıya kalıyor. Çift terapileri de çatışmada olan iki insanın etkileşimini değiştirmek için düzenlenmiş bir terapi şeklidir. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Asena Akdemir çiftlerin, sıkıntılar kendini göstermeden çift terapisine gidilmesi gerektiğinin üzerinde durdu. Prof. Dr. Asena Akdemir ‘’Sağlıklı olan, sıkıntılar yeni çıkmaya başladığı zaman, baş etme yöntemlerini öğrenmek için terapiye başvurulmalı. Herkes doğru bildiği en iyi şeyi yapmaya çalışıyor. Şunu unutmamalı ilişkilerle yeni başa çıkma yöntemlerini kullanarak, sevdiklerimizle sağlıklı bir iletişim yolu bulmak mümkün’’ dedi.
Evlilikte, değişen bazı durumlar yeni dengeleri gerektiriyor
Çiftler arası ilişkide, rutin haller dışında ilişkileri değiştiren bazı durumlar ve bu durumlara uyum yeteneği, ilişkinin dengesi açısından önemlidir. Hamilelik, doğum, emeklilik gibi yaşam döngüsünü etkileyecek olaylar çiftlerin yeni denge hali kurmasını gerektirir. Örneğin emeklilik ve ardından yeni bir iş çok stabil bir ilişkide çiftlerden biri eski rolde ısrarlı olması halinde ilişkiye zarar gelebilir.
Çift kavramı değişik değerler sistemi, duygusal, düşünsel ve davranışsal farklılıklar taşıyan, en azından iki değişik sistemin birleşmesi anlamına gelir. Çok basit gibi görünse de ne zaman yemek yeneceği, hangi sabunun kullanılacağı, ailelerin ne sıklıkta ziyaret edileceği ve benzeri pek çok şey açık olmayan ortaklık şartlarındandır. Danışma veren kişi tarafından çiftin köken aldığı aile yapısı, politik, dini fikirleri, kent ya da köy kökenli oluşları anlaşma içinde dikkate alınmalıdır.
Çiftler ne zaman terapiye ihtiyaç duyar
1. Ekonomik nedenler en önemli mesele: Paranın nasıl kazanılacağı ve nasıl harcanacağı ile ilgili netlikler olmaması, eşlerden birinin onaylamadığı biçimde başkalarına mali destek sağlaması (özellikle karı veya kocanın köken aldığı aileye)
2. Ebeveynlerin çocukla ile ilgili ortak karar almaması sorun: Çocukların bakımını kimin üstleneceği, eğitimlerinin nasıl olacağı, disiplinlerinin nasıl sağlanacağı en önemli tartışma konusudur. Genellikle eşlerden birinin ebeveynlik işini tamamen üzerine aldığı ailelerde ya da bir tarafın bu konuları daha iyi bildiğini düşündüğü çiftlerde sorunlar daha sık yaşanıyor. Ebeveynlerin çocukları ile ilgili sorumluluğu ortak bir şekilde yüklenmesi ilişkinin sağlığı açısından çok büyük önem taşıyor.
3. Çiftler birbirine zaman ayırmazsa çatışma başlıyor: Eşlerin birbirlerine, çocuklarına, arkadaşlarına, akrabalarına ayırdıkları zamanın miktar ve kalitesi önemlidir. Birbirlerine yeterli zaman ayıramamaları çift olmalarını engeller. Çiftlerin en sık yakındığı şey “Biz konuşamıyoruz” veya “Artık konuşacak bir şey bulamıyoruz” tarzındaki ifadeler oluyor.
4. Çekirdek aile olamama hali ilişkiyi yıpratıyor: Ülkemizde giderek azalmasına karşın oldukça sık rastlanan bir durum, eşlerden birinin genelde de erkeğin ailesiyle yaşamak ya da eşlerden birinin anne-babasıyla oturmaktır. Bu danışmaya gelen çiftlerin sıklıkla tartıştıkları bir konudur. “Sen onların sözünden çıkmazsın”, “Bu evde benim konumun ne zaten” gibi cümleler suçlayıcı olarak tekrarlanır. Bunun biraz farklı şekli de bir süre, büyükleriyle yaşayıp sonradan kendilerine ev kuran çiftlerin baş başa kaldıklarında ilişkiyi yürütememeleri durumudur.
0216 428 7 546