Kardeşler neden birbirini kıskanır?

Büyük çocuğun yaşadığı kıskançlığın kökeninde bunalım yatıyor. Peki neden büyük kardeş küçük kardeşini kıskanır.

Bu, “esas çocuk” rolünü kaybetmekle ilgili bir buhran. Onu çatışmaya sürüklememek için kıskançlık duygusunu ifade etmesine izin verin. Özellikle babanın daha kaliteli ilişki ve paylaşımlarda bulunması çocuğun içine düştüğü bunalımı çok daha rahat atlatmasını sağlayacaktır. Ebeveyn ne kadar önlem alırsa alsın, büyük kardeş yeni doğan kardeşini kıskanır.

Bu can sıkıcı durum karşısında anne-baba, büyük çocuklarının şahsiyet gelişiminde bir kusur vehmedip telaşa düşerler. Böyle giderse, onun ileride kötü bir insan olacağını bile düşünürler. Çünkü onların nazarında, ortada kıskanılacak bir durum yoktur. Tam aksine, yeni bir oyun arkadaşı kazanmak üzeredir. Fakat, bu onların nazarında böyledir. Bir de çocuk açısından bakabilseler, durumun çok başka bir renkte göründüğünü idrak edebilirlerdi.

Büyük çocuğun yaşadığı kıskançlığın kökeninde, aslında, bir bunalım yatar. Bu bunalım, “esas çocuk” rolünü kaybetmekle ilgili bir bunalımdır. Aile ile çocuk arasındaki ilişkinin tabiatında anne-babanın çocuğun ihtiyaç ve isteklerini karşılaması, onunla ilgilenmesi ve ona şartsız sevgi göstermesi vardır. Bu ilişkide çocuğa düşen rol de, ağlayarak veya konuşarak ihtiyaçlarını ifade etmesidir. Kardeşi doğana dek büyük çocuk, böyle bir rolü oynamakta iken, kardeşi doğunca, bu rolü büyük oranda ona kaptırır. Anne-babanın ilgi ve alâkası da küçük çocuğa yönelmiştir. Onun emzirilmesi, altının değiştirilmesi, kucağa alınması, öpülüp okşanması gibi davranışlara tanık oldukça, büyük çocuk esas çocuk rolünü, bir anlamda kısa süre öncesine kadar sahip olduğu kendi pozisyonunu kaybettiğini anlar.

Ve bir bunalıma sürüklenir. Bu bunalımın kökeninde, esas çocuk rolünü kaybetmesi, ama bir yetişkin davranışı sergileyecek durumda olmaması yatar. Eğer büyük çocuğun önünde bir ağabeyi ya da ablası olsa, bu bunalımı daha kolay atlatır. Çünkü önünde kendilerine benzeyebileceği bir rol modeli olmuş olur. Fakat, kendisinden büyük bir kardeşi yoksa, böyle bir şansı olmaz ve bir boşluğa düşer. Yukarı yönlü gelişim gösteremediği için gözünü tekrar aşağıya diker ve yeni doğan kardeşinin kaptığı pozisyonu tekrar elde etmeye çalışır. O koltuğa tekrar oturabilmek için yeni doğan kardeşine zarar vermeyi ciddi ciddi düşünür. Bazen bunu eyleme döker, bazen de anne babasının kızacağından korkarak niyetini gizleyebileceği bir ortama sürüklenir. Anne-babanın kıskançlık duygusunu onaylamadığı ve sert tepki gösterdiği aile tipinde, büyük çocuk genellikle bu yola sürüklenir ve kendi içinde bir çatışma yaşar.

Çocuk rolünde olmak isteme ile büyük gibi davranma arasında yaşanan bir çatışma. Büyük çocuğumuzu böyle bir çatışma ve bunalıma sürüklememek için her şeyden önce onların kıskançlık duygularını ifade etmelerine izin vermeliyiz. Ardından, anne-babaların yaşlara göre çocuklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmeye devam ettiklerini belirtmeliyiz.

Örneğin, ebeveyn küçük kardeşe altını değiştererek, büyüğüne ise derslerinde yardımcı olarak onlarla ilgilenmiş olduklarını ifade edebilirler. Elbette bunu desteklemek için, özellikle babaların büyük kardeşle daha kaliteli ilişki ve paylaşımlarda bulunmaları çok faydalı olacaktır. Böylece, büyük çocuk da “esas çocuk” rolünü kaybetmiş olsa bile, kendisine göre bir çocuk rolüne sahip olduğunu düşünecek ve içine düştüğü bunalımı çok daha rahat atlatacaktır.

 

 

Kim Psikoloji Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Kısıklı Mah. Alemdağ Cad. Masaldan İş Merkezi No: 60, A Blok Kat 1 Çamlıca Üsküdar İstanbul
0216 428 7 546
Gelişmelerden haberdar olmak için lütfen mail grubumuza üye olunuz:

Yorum Yap

Konuşalım

T: +90 216 428 7546
E: [email protected]