Kim'den Haberler

MAVİ MARMARAYA PSİKOSOSYAL DESTEK

ÖZGÜRLÜK FİLOSU YOLCU AİLELERİNE PSİKOLOJİK DESTEK

Gazze halkına insani yardım götürmek için yola çıkan Özgürlük Filosu’na yapılan saldırı sonrasında gemilerde yakını bulunan yolcu ailelerine psiko-sosyal destek çalışmaları başlatılmıştır. İHH İnsani Yardım Vakfı bünyesinde “Kim Psikoloji” koordinatörlüğünde yolcu ailelerine yönelik psikolojik destek hizmeti verilecektir. Bu amaçla kriz anında İHH merkez binasında görevli olarak nöbetçi psikologlar bulundurulmuştur. Akabinde aşağıdaki Psikolojik Danışmanlık Merkezlerinde yolcu ve ailelere danışmanlık hizmeti sunulacaktır.

Uzman Psikolojik Danışman Ömer AKGÜL, yaşanan bu acı olayların başta çocuklar olmak üzere aileler üzerinde sebep olabileceği olumsuz etkileri azaltmak, oluşabilecek travma sonrası stres bozukluklarının önüne geçmek adına kaygılı ailelerin teskin edilmesinde psikolojik desteğin önemini vurguladı ve ekiplerindeki tüm (KİM-Krizde İlk Müdahale) ruh sağlığı uzmanlarının bu hizmeti gönüllü olarak vermeye hazır olduğunu belirtti.

Yolcu yakınları İHH’ya veya veya aşağıdaki kurumlara başvurabilirler.

İHH İnsani Yardım Vakfı

Tel: 0212 621 31 31

Adres: Büyükkaraman C. Taylasan S. N. 3 Fatih İST.

Kim Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Tel: 0216 428 75 46

Adres: Kısıklı C. N. 108-3 Çamlıca Üsküdar İST.

Anka Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Tel: 0212 632 01 52

Adres: Turgut Özal (Millet) C. N. 21 D. 5 K. 4 Yusufpaşa Aksaray İST.

Psikomer Psikolojik Danışmanlık Merkezi Florya Şubesi

Tel: 0212 592 23 77

Adres: Şenlikköy M. Florya C. Özgen S. N. 4-1 İST.

Psikomer Psikolojik Danışmanlık Merkezi Haznedar Şubesi

Tel: 0212 555 79 65

Adres: Naci Kasım C. N. 4-1 Haznedar Bahçelievler İST.

İçebakış Danışmanlık Merkezi

Tel: 02126356640

Adres: Akdeniz C. Sönmez Isık A. N. 19 K. 3 Fatih İST.

Ailelere yönelik psikolojik destek hizmetlerine katkı sağlamak için bu linkteki formu doldurabilirsiniz.

Link çalışmazsa [email protected] adresine

Adınızı soyadınızı, iletişim bilgilerinizi (gsm, adres), müsait zaman dilimlerinizi, yetkinlik alanlarınızı lütfen yazınız.

PSİKOLOJİK DESTEK ALINACAK KONULAR

Değerli Gönüllümüz ve Gönüllü Yakınımız. Savaş, politik baskı, şiddete maruz kalma, işkence, eziyet, hapis gibi zorlu yaşam olayları ile yüzleşenler zorlanır ve stres yaşarlar. Stres beraberinde travma sonrası stres bozukluğunu getirebilir. Travma sonrası stres bozukluğu; insanların ileri derecede kaygılı olması, şahit olduklarını istemediği halde imgeler, düşünceler veya algılamalar şeklinde tekrar tekrar yaşaması, travma ile ilgili olan uyarılardan kaçınması, kimi zaman aynı şeyler olacak gibi veya oluyormuş gibi hissetmesi, o olaylara kısmen benzeyen durumlara veya uyarılara maruz kaldığı zaman yoğun bir psikolojik ve fizyolojik tepki göstermesi, genel bir hissizlik içinde olması gibi belirtileri göstermesi ile tanımlanan bir bozukluktur. 2 haftadan sonra aşağıdaki belirtiler görülmeye devam ettiğinde uzmana başvurulmalıdır.

Travma sonrası stres tepkileri genel olarak üç grupta ele alınır:

1. Travma anı ile ilgili sahneler tekrar tekrar yaşanır. Olayın zihinde yeniden canlanmasına yol açan her ses, koku görüntü ve benzeri duyumların yol açtığı duygusal ve fiziksel tepkiler sonucu o anı tekrar yaşar.

2. Travma olayını hatırlatan yerlerden, insanlardan ve diğer ipuçlarından kaçınma çabası vardır. Bu da bireyin yaşamdaki pek çok şeye karşı ilgisinin kaybolmasına yol açabilir. Hatta bazı durumlarda bu tepkiler, gençlerin kendilerini diğer insanlardan koparmalarına ve içlerine kapanmalarına yol açabilir.

3. Beden, tehlike hala devam ediyormuş gibi fiziksel tepkiler verir. Çocuk ve gençlerde görülebilecek bu tepkilerden bazıları, her an geçirdiği travma tekrarlanacakmış gibi bir uyarılma, diken üstünde olma, gerginlik, öfke patlamaları, uykuya dalma, uyumada güçlük ve dikkati toplayamamadır.

Olumsuz yaşantı sonrasında bireyler yorgunluk, aşırı uyarılmışlık, bitkinlik, somatik yakınmalar, iştah ve uyku bozuklukları gibi fizyolojik; şok korku, kaygı, üzüntü, kendini suçlama, ayrışma, öfke, çaresizlik, gerginlik, çökkünlük, anlaşılamama duygusu gibi sorunlar yaşarlar. Bu sorunlar genellikle psikolojiktir ve zamansal, bedensel, görsel, işitsel çarpıtmalara dayanmaktadırlar. Davranışsal olarak da savaş veya kaç tepkisi meydana gelir. Bu tepkiler yaşa ve bireysel dayanaklılığa göre farklılık göstermektedir. 3–11 yaşta altını ıslatma, ağlama, tırnak yeme gibi tepkiler verilebilirken 12–18 yaşta sosyal izolasyon, yakınmalar görülebilmektedir.

Stres Tepkileri, Çocuk ve Gençlerin Yaşamlarını Nasıl Etkiler? Tüm stres tepkileri günlük yaşantıyı aksatır. Depremle ilgili anılar, dikkati ve konsantrasyonu kesintiye uğratır, öğrenmeyi ve okul başarısını ciddi bir şekilde zedeler. Travma öncesini anımsatan etkinlik ve ilgilerden kaçınma, ergenin bugünkü etkinliklerini, ilgilerini, düşüncelerini ve gelecekle ilgili planlarını sınırlar. Bazen travmayı birlikte yaşayan aile üyeleri, travmadan sonra birbirlerine travmayı anımsatıcı uyaran etkisi yaparlar. Bu yüzden de acı çekmemek için birbirlerinden uzak durmayı tercih edebilirler. Uyku, konsantrasyon ve dikkat problemleri, ders çalışmayı ve okul başarısını etkiler. Özellikle ergenler yaşanan yoğun duygulardan uzaklaşmak için pervasız ve kendi kendilerine zarar verici davranışlar içine girebilirler. Bu saldırgan davranışların yanı sıra bazen de tutarsız bir biçimde içine kapanma ve yapabileceklerini de yapmaktan kaçınma davranışı gösterebilirler.

Travma Tepkilerinin Şiddetini Artıran Faktörler Nelerdir? Travma şiddetini attıran en önemli etmen bireysel dayanıklılık ve olayı anlamlandırma biçimidir. Travma olayını hatırlatan yerler, insanlar, görüntüler, sesler, kokular, yaralı birini görme, başka bir travma olayı ile ilgili haber ve görüntüler, ambulans, helikopter gibi araçlar, kayıpları hatırlatan özel günler, çocuğun ölen kişiyle paylaştığı olaylar, bayram doğum günü gibi kutlamalar, çocuğun evini ya da ailesinden birini kaybetmesi sonucu ortaya çıkan yaşam sorunları, ailenin gelirinde azalma, ailenin diğer üyelerindeki yas ve depresyon tepkileri, ailede temel rol ve işlevlerin değişmesi, sorumlulukların artması, bazı imkanların elden gitmesi, korunma ve güven duygusunun kaybolması yer almaktadır.

Tedavi: Önce hastanın ağır bunaltısını yatıştırmak ve uykusunu düzene sokmak gerekir. Kısa süreli olmak koşuluyla bunaltı giderici ilaçlar kullanılabilir. Hastayı rahatlatacak, gevşetecek, korku ve endişelerini azaltacak psikoterapötik yaklaşım zorunludur. Hastada organik bir engel yoksa en kısa zamanda işine, görevine dönmesinin yararları büyüktür. Bu yönden hasta sürekli desteklenmelidir. Kronikleşme eğilimi gösteren dirençli hastalarda uzun süre psikoterapi gerekli olabilir.

Yorum Yap

Konuşalım

T: +90 216 428 7546
E: [email protected]