Çocuğun dil gelişiminde aile ile etkileşimin önemine vurgu yapan uzmanlar, özellikle aile içi şiddet ve benzer travmaların dil gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
Aile içi şiddet, konuşmayı geciktirme, konuşma akışında bozukluk ve kekemelik gibi sorunlara yol açıyor.
Üsküdar Üniversitesi’nin Köln’de açtığı Üsküdar University Europe, Almanya’daki Türklere eğitim desteği vermeye devam ediyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, çocuklarda konuşma ve diş gelişimi konusunda önemli bilgiler verdi.
İLK İLETİŞİM AĞLAMAKTIR
Çocukta dil gelişiminin önemine dikkat çeken Arslan, bir etkileşim ve iletişim aracı olan dilin doğuştan gelen bir yetenek olduğunu söyledi. Arslan, “Çocuk doğduğu andan itibaren annesiyle iletişimde olur. Çok zayıf ve cılız ağlayan çocuklar konuşmada geç kalır. İlk iletişim ağlamaktır. Dil bilimcilerin açıklamasına göre dil doğuştan gelen bir yetenek. Kuşlar nasıl uçarsa insanlar da konuşur. Dilin çabuk gelişmesi için etkileşim ve etraftan uyarılar alması önemli” dedi.
KONUŞMA BOZUKLUKLARI 3-6 YAŞ ARASINDA ÇIKIYOR
İşitemeyen çocukların düzgün konuşamadıklarını, konuşma bozukluklarının 3-6 yaş arasında ortaya çıktığını kaydeden Leyla Arslan, çocuğun 8 aydan itibaren ilk sözcükleri kullandığını kaydetti. 2,5 yaşına kadar konuşamayan çocukta “gecikmiş konuşma” durumunun ortaya çıktığını vurgulayan Leyla Arslan, şöyle konuştu:
“Bazı dil bilimcilere göre çocuklar önce dinler, anlar içsel olarak kavramları geliştirir sonra bunu dile döker. Dil ne kadar zenginse insan o kadar zekidir. Dil insanın dünyadaki yerini ve değerini belirleyen bir olgudur. Tüm kuramlardaki ortak nokta ise konuşma bir olgunluk gerektirir. Çocuk önce sesler çıkarır. Özellikle B ve D sesleri kolay çıkar. 8 aydan itibaren ilk sözcükler söylenir. İşitemeyen çocuklar düzgün konuşamaz. Çocuk 15 aylıkken 15 sözcük konuşabilir. Sonra 18 aylıkken uzun cümle kuramaz ama 20-30 kapasiteli sözcük hazinesine sahip olup, cümle kurabilir. Konuşma kusurları da 3-6 yaş arasında ortaya çıkar. Artikülasyon bozukluğu gibi. Ama 2,5 yaşındaki çocuk hiç konuşmuyorsa ya da akranları kadar konuşamıyorsa bu gecikmiş konuşma bozukluğudur. 4 yaşına kadar konuşma artarak devam eder. 4 ve 6 yaş arası sosyalleşmeye bağlı olarak çocuğun dil gelişimi çok hızlanır. Gramer kurallarını 5-6 yaş arasında tamamlar.”
AİLE İÇİ ŞİDDET KONUŞMAYI GECİKTİRİYOR
Aile içi şiddet gibi travmatik olayların çocuğun dil gelişimini de olumsuz etkilediğini belirten Leyla Arslan, “Çocuk dil kaslarını çok kolay kullanamadığında kararsız kalıyor, akış bozuluyor. Konuşmanın gecikmesi, konuşma akışında bozukluk ve kekemelik gibi problemler ortaya çıkabiliyor. Aile içi şiddet ve travma konuşmayı geciktirir. Yeterli uyaran alamayan çocuk, geç konuşur” diye konuştu.
Kekemeliğin çeşitli sebeplerle ortaya çıkabildiğini belirten Leyla Arslan, “2-3 yaş arası çoğu çocuk, konuşmanın akışında kararsız kalma, tekrar etme, uzatma gibi konuşma sorunları yaşar. Buna gelişimsel kekemelik denir. Bu durum 2 aydan uzun sürmez. Ayrıca travma etkisi gösteren olaylar, aile içi şiddet ve gerginlik, kekemeliğe neden olabilir. Şiddet hem gecikmiş konuşmanın hem de kekemeliğin nedenlerinden biridir” dedi.
İKİNCİ DİL NE ZAMAN ÖĞRETİLMELİ?
“Konuşma konusunda ailenin etkileşimi çok önemsenmeli” diyen Arslan, “Oyunlar çok önemli. Aile bu konuda çocuğu çok teşvik etmeli” diye konuştu. Özellikle yurt dışında yaşayan ailelerin çocuklarına ikinci dil öğretme konusunda sorular yönelttiğini belirten Leyla Arslan, şu tavsiyelerde bulundu:
“Önce 2,5 yaşına kadar ana dilde iletişim kurmak, ikinci dili sadece dinletmek ve sonra ikinci dili ön plana çıkarmak daha doğru. Diller arasındaki gramer farkını çocuk 5 yaşında kavrayabilir. Örneğin kendi çocuklarımla Türkçe konuştum. Büyük oğlum geç konuştuğu için konuşma terapisti oldum. Türkçe konuştuktan sonra her pazar bir saat aynı hikâyeyi İngilizce olarak dinlettim. Dinletmeye başlamadan önce o hikâyeyi Türkçe de anlattım. Böylece çok kolay dil öğrendiler. Dil 6 yaşına kadar temelleri atılırsa çok daha kolay öğrenilir. Sabır dil öğrenmenin temel kuralıdır.”
GENİZ ETİ PROBLEMLERİ KONUŞMA SORUNLARINA YOL AÇABİLİR
Bir kavramı oturtabilmek için çocuğun en az 20 defa o kavramı duyması gerektiğini belirten Leyla Arslan, “Artikülasyon bozukluğu fiziksel gelişime bağlı olarak gelişir. B ve D harfi 0-6 ayda düzgün çıkarken bazı çocuklar, 6 yaşına kadar R sesini çıkarmakta zorlanırlar. S ve Ş’nin karışık kullanılması gibi. Bunlar çocukların ağız kaslarını düzgün kullanamaması veya geniz eti fiziksel kusurlardan kaynaklanabiliyor. Artikülasyon bozukluğu ya da fonolojik bozukluk, nörogelişimsel süreçlere bağlıdır. Konuşma organlarının kontrolü sağlanmadan, bazı sesler çıkarılamaz. Örneğin R sesi düzgün çıkarılması en geç olan sestir. Dilin yukarı hareketi ile ilgilidir. K/g sesi de sık görülen ve çoğunlukla yutma refleksi ile ve geniz eti sorunlarıyla birlikte görülen özellikler gösterir” şeklinde konuştu.
“Konuşma sorunlarının 5 yaşına kadar düzeltilmemesi sonrasında daha zor olur” diyen Arslan, “Buna R harfini söyleyemeyenler de dahil. R’leri söyleyemeyen çocuklara aileler bol bol egzersiz yaptırmalı” tavsiyesinde bulundu.
Kelimeleri karıştırmanın çocuklarda öğrenme güçlüğüne neden olduğunu belirten Arslan, “K, T harfini karıştıranda geniz eti problemi vardır, doktora götürmek gerekir. Dil gelişiminin geri olması çocuklarda çekingenliğe neden olur” dedi.
0216 428 7 546